Haberler

Haberler

ASLAN KAPLAN'IN KURUCU ORTAK OLARAK ÜSTLENMİŞ OLDUĞU "LET THE LİTTLE ONES PLAY AND CULTURE MİNGLE"

Okulumuzda aslan kaplan'ın kurucu ortak olarak üstlenmiş olduğu "let the little ones play and culture mingle" oynasın minikler kaynaşsın kültürler  adlı eTwinning projesi sona ermiş olup proje kapsamında aşağıda belirlenen özgün oyun temalı ortak ürün çalışması sunulmuştur.

Devamı

31 MAYIS “DÜNYA TÜTÜNSÜZ GÜNÜ”

Tütün, yalnızca kullanıcı olanlarda değil, doğrudan kullanıcısı olmayanlarda da sağlık sorunlarıyla birlikte ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Tütün ürünlerinin içindeki toksin (zehir) ve kansere neden olabilecek diğer maddeler yanan sigaradan havaya yayılarak, içen kişinin yakınındakiler için zehirli bir ortam oluşturur. Bu sebeple tütün kullanmadığı halde tütüne maruz kalanların durumu da büyük bir önem arz etmektedir. Bu durum pasif içicilik ya da ikinci el tütün dumanına maruz kalma olarak ele alınmaktadır. İkinci el tütün dumanı, sigara ve nargile gibi tütün ürünlerinin kullanıldığı durumlarda kapalı alanları dolduran dumandır. Bu dumanın solunması pasif içicilik olarak adlandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 2020 yılı açıklamasına göre; ikinci el tütün dumanına maruz kalma, özellikle erken yaşta çok daha kritik sonuçlara sebep olmaktadır. Dünya genelindeki çocuk nüfusunun yaklaşık yarısı tütün dumanının kirlettiği havayı solumakta ve bu durum ciddi sağlık sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Pasif içiciliğin tehlikeleri şu şekildedir: Yanan bir sigaradan çevreye yayılan duman 50 adeti kanser yapıcı olan 4.000 kimyasal madde ve toksin içermektedir. Bir sigaranın yaklaşık 12 dakikada yandığını ancak sigara içen bir kişinin sigarayı yalnızca 30 saniye içine çektiğini söyleyebiliriz. Geri kalan dumanı çevredekiler içine çekmektedir. Çevreye yayılan sigara dumanı içilenden daha zararlıdır. Çünkü sigara içildiği zaman ısı daha yüksektir; ancak çevreye yayılan duman daha düşük ısıdan yayılmaktadır. Çevreye yayılan sigara dumanı normal olarak içilen sigaradan 3 kat daha fazla nikotin, yüzde 70 oranında daha fazla katran ve 2,5 kat fazla karbon monoksit içermektedir. Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda astım, bronşit, soğuk algınlığı, orta kulakla ilgili sorunlar ve akciğer işlevinde azalma gibi solunum sistemine ilişkin sorunların görülme riski de daha yüksektir Yanan bir sigaranın üçte ikisi havaya gitmektedirSigarayla mücadele ettiğimizde, yalnızca kendi sağlığımızı değil, sevdiklerimizin de sağlığını korumuş oluruz. Çocuklarımız ve gençlerimize, soludukları havayı sağlıkla ciğerlerine çekebilecekleri, tertemiz bir dünya hediye edebiliriz

Devamı

LET THE LITTLE ONES PLAY AND CULTURES MINGLE E TWİNNİNG PROJESİ.

Okulumuz öğretmenlerinden Aslan KAPLAN, nisan ayı itibarıyla kardelenler sınıfında başlayan LET THE LITTLE ONES PLAY AND CULTURES MINGLE adlı eTwinning projesinde kurucu olarak yer almaktadır. Projenin amaç ve kapsamı aşağıda belirtilmiştir.

Devamı

YETİŞKİNLER İÇİN SAĞLIKLI YAŞAM

Devamı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

kadına yönelik şiddet ile mücadele veli broşürü

Devamı

ÖĞRENCİLERİMİZE İHMAL VE İSTİSMARI KAVRAMALARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR YAPILDI.

Okul rehberlik öğretmenimiz tarafından öğrencilerimize ihmal ve istismarın ne olduğunu fark etmeleri ile ilgili çalışmalar yapıldı.

Devamı

TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE (TBM)

Bağımlılıktan korunmak için neler yapılmalı.

Devamı

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ GELİŞTİRME

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ GELİŞTİRME Olumlu davranış bireyin iş, toplum ve aile ortamlarında başarısını ve sosyal doyumunu artıran becerilerin tümüne denilmektedir. Olumlu davranış geliştirmede amaç çocukların, gençlerin istendik davranışlarının arttırılarak, problem davranışlarının azaltılmasını sağlamaktır. Bir okuldaki tüm eğitimcilerin çocuklarda hangi davranışları geliştirmek/ desteklemek istediklerine ve hangi davranışları kabul etmeyeceklerine dair ortak bir anlayışa sahip olmalarıönemlidir. 1.       KURAL KOY VE SINIRLARI BELİRLE Her koyulan kuralın bir mantığı olmalı- sadece 'bu hep böyle' deyip kural konulmamalıdır. Aksi takdirde çocuğun davranışı benimsemesini beklemek haksızlık olur. Bir çocuktan yapması beklenen şeyler, onun anlayabileceği bir dil kullanılarak ve basit şekilde ifade edilmelidir. Kural Koyarken, Uygularken; •  Olumlu bir dil kullanarakkuralı tanımlayın- ne yapmamalarını değil, yapmaları gerekeni söyleyin. 'Başkaları konuşurken dinle.' gibi. •  Az sayıda kural ile başlayın. Örneğin,en önemli 6kural. ·         Çok fazla kural koymayın! Fazla sayıda kural koyarsanız çocuklarınbunları hatırlaması zorlaşır ve sırf hatırlayamadığı için kuralları uygulayamayabilir.   •  Kuralı koyarken gerçekten gerekli olup olmadığını kendinizesorun. •  Özellikle ilk günlerde her gün kuralların üzerindengeçin. •  Kuralları görseller kullanarak görünür bir yere asın- örneğin her kural için bu kuralın uygulanırken çekilmiş bir fotoğrafı kartona yapıştırılarak sınıftasergilenebilir. •  Kuralları uyguladıkça çocukları takdir edin. Örneğin: 'Ali ne güzel! Ege'yi dinledin.' •  Kurala uymayan bir çocuğa, kuralı sakin ama net bir şekilde hatırlatın. Davranışını değiştirmesi için fırsatverin. •  Kuralı bozan çocukları uyarmak yerine, kurala uyan çocukları takdiretmeye çalışın. •  Çocuklar zaman zaman kuralları bozabilirler- bu konuda sabırlı olun ve mükemmelibeklemeyin 2.       HAYIRDEYİN Yapılmaması gereken bir durumda hayır deyin. Ne kadar zor olursa olsun net olun ve kararlı olun. Siz ne kadar sakin ve net olursanız çocuğunuz da sizin ciddiyetinizin o denli farkına varacaktır. Kontrolü kaybeder ne yapacağınızı bilemez ve net olmazsanız çocuğunuz da kontrolü kaybeder ve sizi zorlamaya devam eder. 3.       TUTARLI OLUN İlk ve ikinci seferde hayır dediğiniz bir şeye, dokuzuncu seferde de hayır demelisiniz. Net ve tutarlı olmak ebeveynler arasındaki iletişimde de çok önemlidir. Anne ve baba kararlarda ortak bir anlayışa sahip olmalı ve tutarlı olmalıdır. 4.       OLUMLU DAVRANIŞI GÖR VE TAKDİRET Çocukların olumlu davranışlarına odaklanmanız ve onları takdir etmeniz çok önemlidir.   Çocuğutakdirederkenonunedentakdir ettiğinizi,takdiredilendavranışınne olduğunu muhakkaksöyleyin. Genelde bize sorun yaratan davranışları görmek çok daha kolaydır. Olumsuz davranışlar sergileyen çocukların olumlu davranışlarını yakalamak çok daha önemlidir. Takdir edilen davranışın tekrarlanma olasılığı yüksektir. Bu sebeple küçük sayılabilecek olumsuz davranışların görmezden gelinerek fark edilecek herhangi bir olumlu davranışın pekiştirilmesi takdir edilmesi çocuğun o davranışı daha sık yapmasını sağlayacaktır. Çocuğunuzun iyi yönlerini, olumlu davranışlarını görmek için fırsatlar yaratın. 5.       OLUMSUZ BİR DAVRANIŞTA KİŞİLİK İLE İLGİLİ DEĞİL DAVRANIŞLA İLGİLİYORUM YAPIN. Çocuğunuza kötü birisi olduğu için değil, bardağı fırlattığı için üzgün olduğunuzu açıkça belirtin. Ona "sen kötü bir çocuksun," yerine, "bardağını yere atma," deyin. Çocuğunuza kendisinin değil, yaptığının kötü bir şey olduğunu söyleyin. Ona kötü, tembel, işe yaramaz ya da aptal gibi şeyler söylemeniz olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu tür bir davranış her şeyden önce çocuğunuzun özgüvenini zedeler. Çocuk kendi değerini büyük ölçüde ana-babasının düşüncelerine göre oluşturur: Eğer, annem ya da babam benim kötü olduğumu düşünüyorsa, o zaman ben kötüyüm (aptalım ya da tembelim), diye düşünecektir. Hayatla başa çıkabilmek için çocukların mümkün olduğunca fazla güvene ihtiyacı vardır.   6.       ÇOCUĞUNUZLA SADECE SORUN OLDUĞUNDA DEĞİL HER ZAMAN İLETİŞİM KURUN. Bazı aileler genelde sorun yaratan davranışları daha çok gördükleri için evde genelde çocuk sorunlu davranışlarıyla gündem olabilir. Anne baba sorun olduğu durumlarda çocukla daha çok iletişime geçiyor ve diğer zamanlarda iletişim daha sınırlı oluyorsa çocuk için sorunlu durumlardaki ebeveynlerinin ona teması ve onunla iletişimi pekiştireç olabilir. Bu da çocuğun sorunlu davranışları sürdürmesine sebep olabilir. Sadece sorunlar yaşandığında çocuğun evde görünür olması diğer zamanlar kendi haline bırakılması, yalnızlaştırılması ya da olumlu davranışların görmezden gelinmesi çocuğun olumsuz davranışı sürdürmesine sebep olur. Bu sebeple çocukla her daim sağlıklı iletişim kurmak ve temasta olmak çok önemlidir. 7.       SEÇENEKLERSUNUN Çocuklar da yetişkinler gibi hayatlarında kontrol sahibi olmak isterler. Bu sebeple katı kurallar koymak yerine sizin için de makul olabilecek seçenekler yaratabilirsiniz. "Uyumak istiyor musun?" yerine,"Şimdi mi, yoksa on dakika sonra mıyatmak istersin?" gibi. Böylece çocuğunuz hem birazkontrolhissetmişolur,hemdeonu yatmaya kolayca ikna etmişolursunuz.   Çocuğunuzun hayatında son söz size aitmiş onun söz hakkı yokmuş gibi davranırsanız sizinle inatlaşabilir ve olumsuz davranışlar sergileyebilirler. Bu sebeple onların da söz hakkına sahip olduğunu hissettirin ve belli sınırlar çerçevesinde seçenekler sunarak onun karar vermesini sağlayın. 8.       CEVABINIBİLDİĞİNİZ SORULARSORMAYIN: Gerçekten bir karar vermesini istemediğiniz zaman ona soru sormayın. Sorular çocuğunuza hayır deme fırsatı verir. "Oyuncaklarını toplamak ister misin?", "Uyumak ister misin?" Bir düşünün; siz çocuk olsaydınız bu sorulara cevabınız kesinlikle hayır olacaktı. O zaman çocuğunuzun cevabına uymaktan ya da emir vermekten başka çareniz kalmayacaktır. Eğer çocuğunuzun seçim hakkı yoksa, ona böyle bir hak vermeyin. İsteklerinizi soru olarak değil, istek olarak belirtin. 9.       Ceza uzun vadede işeyaramaz! Ceza vermek kızgınlık anında çözüm sağlamış gibi gözükebilir fakat uzun vadede o davranışı yok etmez ve doğru davranışı öğretmez. Ona kendi kendine giyinmeyi, telefonda nasıl konuşacağını, markette nasıl davranacağını ve benzeri pek çok şey öğretmek zorundasınız. Bu oldukça korkutucu görünebilir. Ama ceza ona ne yapması gerektiğini değil, sadece ne yapmaması gerektiğini öğretir. 10.   CEZA YERİNEMAHRUM BIRAKMA YÖNTEMİNİ UYGULAYIN Örneğin; "Yemek yerine gofret yemeyi seçemezsin, eğer gofret yemek istiyorsan önce yemeğini yemelisin," gibi ya da   "tablette oyun oynamak istiyorsan, önce okul ödevlerini bitirmen gerekli," gibi Bu şekilde ceza yerine, ödülden mahrum bırakma yöntemiyle çocuğunuzun olumlu davranışı gerçekleştirmesi için ona fırsat yaratmış olursunuz. Bu noktada kararlı olmanız, çocuğunuzun ısrarlarına dayanabilmeniz ve kuralda sabit kalmanız önemlidir. 11.   ÖFKENİN NORMAL BİR DUYGU OLDUĞUNU VEÖFKE İLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİNİ ONA ANLATIN Nefesegzersizleriyapabilirsinizbirlikte. 10'dan geriye doğru sayma yöntemiyleona sarılarak öfkeli olduğunda sakinleşmesini sağlayabilirsiniz. Bu şekilde ne kendine ne etrafına zarar veremeyeceğianlatılabilir. 12.   ASLA ŞİDDETE BAŞVURMAYIN! Çocuğunuza olumsuz davranışından ötürü şiddet uyguladığınızda ona, vurmanın bazen doğal olduğunu ve birinin istemediğimiz bir şey yapmasını engellemede etkili olduğunu öğretmiş olursunuz. Çocuğunuzun benlik saygısının düşmesine sebep olursunuz. Aynı zamanda çocuğunuzun sığınacağı bir liman olmaktan çıkar aranıza duvarlar örmüş olursunuz.       Kaynakça: EROL,A.,(2019), "Lütfen Uslu Dur": Çocuklarda Olumlu Davranış Geliştirme, adresinden alınmıştır.

Devamı

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI Tablet, İnternet, Telefon, Televizyon, Bilgisayar oyunları, Sosyal medya, Oyun konsolları SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI  Eğer sosyal medya; • Canınız sıkılınca aklınıza gelen ilk seçenekse,  • Gerçek hayatınızın önüne geçiyorsa, • Günlük hayatınızı ve sorumluluklarınızı aksatıyorsa, • Takip ettiğiniz kişilerin gerçek yaşamları değil de paylaşımları sizin için daha önemli hale gelmişse, • Gerçek arkadaşların yerini sanal arkadaşlar ve takipçiler alıyorsa,  • Aşırı zaman alıyor ve ulaşılamadığında huzursuzluk oluşturuyorsa, • Sürekli bir şeyler paylaşma ihtiyacı duyuyorsanız, sosyal medya bağımlısı olduğunuzdan söz edilebilir. OYUN BAĞIMLILIĞI Oyun bağımlılığının belirtileri: • Giderek oyun başında daha fazla zaman geçirmek  • Aile ya da arkadaşlarla birlikte vakit geçirmek yerine oyun oynamayı tercih etmek • Oyunlarda alınan başarı ve ilerlemeleri gerçek hayattaki başarılardan daha çok önemsemek  • Aileden uzaklaşmak, oyun başında geçirilen süreyle ilgili tartışmalar yaşamak • Bilgisayar başında olamayınca huzursuzluk ve sinirlilik • Oyun başında geçirilen uzun zaman sonucu notların kötüleşmesi, devamsızlık sorunları, arkadaşlık ilişkilerinin bozulması, uykusuz kalma.  Kurtulmak için öneriler: • Yavaş yavaş ama kararlı olarak azaltın. • Oyunun yerini doldurun, kullanımı azalttığınızda yeni faaliyetlere yönelin (Spor, hobi, vb.). • Sanal ortamdaki başarı ve saygınlığı gerçek hayattakiyle karşılaştırın.  • Zararlarını, sizden aldıklarını düşünün. Örneğin akşam aile sohbetlerinden yoksun kalabilirsiniz, ders başarınız düşebilir.  • Gerekirse uzman yardımı alın. CEP TELEFONU BAĞIMLILIĞI Aşağıdaki cümlelerin en az 5'ine katılıyorsanız bir cep telefonu bağımlısı olduğunuzu söyleyebilirsiniz: 1. Uyuduğumda cep telefonum ulaşabileceğim yerde durur. 2. Cep telefonumu her zaman yanımda taşırım. 3. Cep telefonumu sık sık kontrol ederim. 4. Cep telefonumu kullanmaktan günlük işlerime vakit ayıramıyorum. 5. Kendimi kötü hissettiğimde cep telefonumu kullanmak bana iyi gelir. 6. Başkalarıyla sohbette veya yemekte birlikteyken bile cep telefonumu sık sık kullanırım. 7. Cep telefonumu kullanmadığım zamanlarda kendimi kötü hissederim. Cep Telefonu Bağımlılığıyla Baş Etmek İçin Ne Yapmalıyız? • Sabah uyandığınızda kendinizi hazır hissetmeden (giyinmeden, kahvaltı etmeden vb.) cep telefonunuzu elinize almayın. Güne pozitif ve sağlıklı şeylerle başlayın ve öyle sürdürün • Yatağınıza gitmeden en son 30 dakika önce telefonunuzu kontrol edin. Eğer mesajlarınız, cevapsız aramalarınız varsa dönüş yapmak için ertesi günü bekleyin. Uyku düzeninizi korumayı önceleyin. • Cep telefonuyla yapmakta olduğunuz en önemsiz aktiviteyi azaltarak işe başlayın. • Bir kişiyle yüz yüze iletişimdeyken cep telefonunuzu uzak bir yere koyma veya kapatma konusunda kendinizle anlaşın. • Yemek yerken, arkadaşlarınızla gezerken, bir işle uğraşırken, cep telefonlarınızı kullanmayın.     ÇOCUĞUNUZUN TEKNOLOJİ İLE İLİŞKİSİ NASIL OLMALI Teknolojideki gelişmeler geçmiş zamanda çocukların sokaklarda, parklarda arkadaşlarıyla birlikte geçirdikleri zamanın büyük bir kısmını bilgisayar ve televizyon ekranının karşısına taşımıştır. Ekran (televizyon, bilgisayar, tablet, video oyunları, sosyal medya vb.) günümüz çocuklarının günlük yaşamlarının neredeyse vazgeçilmez bir parçası... Bugün birçok anne babanın, çocuklarının ekran karşısında geçirdikleri süreyle ilgili bazı şüpheleri bulunmaktadır. Anne babalar, çocuklarının şiddet içeren oyunlar oynayıp saldırgan davranmalarından, bilgisayarla çok zaman geçirip derslerini ihmal etmelerinden, çocuklarının yalnızlaşmalarından, bilgisayar ve bilgisayar oyunlarına bağımlılık geliştirmelerinden çekinmektedirler. Ancak aynı zamanda çocuklarının ihtiyaç duydukları bilgiye kolayca ulaşabilmelerini, sürekli değişen toplum şartlarına uyum sağlayabilecek her türlü soruna yeni çözümler getirebilecek bir birey olarak yetişmelerini istemektedirler.   ÇOCUKLAR TEKNOLOJI BAŞINDA NE KADAR VAKIT GEÇIRMELI?  Pedagoji Derneği bir gün içinde tablet, telefon ve televizyon dâhil olmak üzere çocukların ekran başında geçirmeleri gereken azami süreleri şöyle belirlemiştir: 0-3 YAŞ Olabildiğince ekrandan uzak tutulmalıdır.  3-6 YAŞ Günlük toplam süre 20-30 dakikayı geçmemelidir.  6-9 YAŞ Günlük toplam süre 40-50 dakikayı geçmemelidir. 9-12 YAŞ Günlük toplam süre 60-70 dakikayı geçmemelidir. 12 + YAŞ Günlük toplam süre 120 dakikayı geçmemelidir. Teknoloji, nasıl kullanıldığına bağlı olarak çocuk gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Buradaki en temel husus çocuğun ekran karşısında geçirdiği süreyi sınırlı tutmaktır. Diğer bir önemli husus ise çocuğun ekran karşısında pasif kalmasına izin vermemektir. Bunun için çocuğun yaşına uygun olarak dinlediği müzikle dans ettirmek, ekranda görülen nesnelerin adlarını tekrar ettirmek, dinlediği veya gördüğü şeyler hakkında yorum yaptırmak gibi etkinliklerle aktif bir seyirci olması kolaylaştırılabilir. Öte yandan konu ile ilgili yapılan araştırmalar, doğru seçilmiş bilgisayar oyunlarının etkili ve kalıcı öğrenmeler için uygun öğrenme ortamları olduklarını ortaya koymaktadır. Doğru seçilmiş bilgisayar oyunları, değerlendirme yapmak, yargılama, bilgi işleme, mantıklı düşünme, seçenekleri göz önüne alma, plan yapma, farklı sonuçların etkileşimi üzerinde düşünme, görselleştirme, deneyim, yaratıcılık ve eleştirel düşünme, strateji kullanma gibi yetenek ve becerileri uyararak zenginleştirmektedir. Bu durumda anne babalar çocuklarının bilgisayarla ne kadar ve ne türde oyunlar oynamaları gerektiğiyle ilgili bilgilenmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Anne babalar, bilgisayar oyunlarını seçerken çocuklarının yaşlarını, oyunun türü ve amacını ve çocuklarının bu oyunu ne kadar süre oynayacağını dikkate almalıdırlar. Oyunların mümkünse güvenilir sitelerden seçilmesine ve psiko-pedagojik değerlendirmeden geçmiş olmasına dikkat etmelidirler. ÖNLEYİCİ FAKTÖRLER • Güçlü ve pozitif aile bağları • Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlarından ve neler yaptıklarından haberdar olması • Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması • Ebeveynlerin, çocuklarının yaşamlarına ilgili olmaları  • Ebeveynlerin, çocukları sorumluluk almaya teşvik etmesi  • Çocukların spor ve sanat faaliyetlerine yönlendirilmesi • Bağımlılık yapan maddelerin kullanımıyla ilgili doğru bilgilenme   ÇOCUĞUNUN TEKNOLOJİ İLE İLİŞKİSİNDE DENGE KURMASINI İSTEYEN EBEVEYNLERE ÖNERİLER • İlk çocukluk yıllarında, hem kendinizin hem de çocuğunuzun televizyonda ne seyredeceği konusunda seçici olun. • Özellikle ilk çocukluk çağındaki çocuğunuz televizyon seyrederken veya bilgisayar, tablet vb. başındayken mutlaka yanında bir yetişkin olmasını ve ona seyrettikleriyle ilgili sorular sormasını temin edin. • Televizyonun veya bilgisayarın ailece birlikte geçirilen zamanların ya da oyun saatlerinin yerini almasına izin vermeyin. • Problemlerini şiddet kullanarak çözen karakterlerin yer aldığı programlardan, şiddet içeren oyunlardan çocuğunuzu uzak tutun. • Çizgi film karakterlerinin insanların asla yapamayacakları şeyleri yaptıklarını uygun bir dille çocuğunuza anlatın. • Çocuğunuza izlediği filmlerde veya oynadığı oyunlarda yer alan belli karakterleri niçin sevdiğini sorun, bu konu üzerinde karşılıklı konuşun. Çünkü çocuklar çeşitli yaş dönemlerinde bu karakterleri rol modeli olarak alabilirler. • Çocuğunuza televizyon programlarıyla reklamlar arasında sıkı bir bağ olduğunu fark ettirin. Bunun için "Sence bu programı yapanlar sana ne aldırmak istiyorlar? Bu ürün hakkında ne hissediyorsun?" gibi sorular sorabilirsiniz. • Çocuğunuzu kendi film veya oyun karakterlerini yaratması için teşvik edin.   Ergenlik çağındaki çocuğunuza televizyonda gördüklerine eleştirel yaklaşabilmesi için seyrettikleriyle ilgili sorular sorun. Örneğin "Gerçek yaşamda bu karakter gibi davranan birini tanıyor musun? Bu karakterin yerinde olmak ister miydin? Hangi sebeplerle bu karakterin yerinde olmak isterdin?" vb.  • Çocuğunuzdan televizyon, bilgisayar ve tablet olmadan birlikte yapabileceğiniz eğlenceli etkinliklerin listesini hazırlamasını isteyin. Listedeki etkinliklerden uygun olanlarını zaman içinde fırsat buldukça gerçekleştirmeye çalışın. • Çocuğunuzun severek oynadığı bir oyunu siz de kendi kendinize oynayın, seyrettiği filmleri seyredin, takip ettiği sitelere girin. Böylece çocuğunuzla üzerinde konuşabileceğiniz ortak bir konunuz olacaktır. Örneğin çocuğunuzla oynadığı bir oyunun içeriği ve amaçları hakkında konuşabilir, bu oyunun ona ne hissettirdiğini sorabilirsiniz. • Önce siz örnek olun ve varsa diğer bağımlılıklarınızı kontrol edin. (Tv bağımlılığı vs.) • Çocuğunuzla birlikte televizyon, bilgisayar, tablet vb. kullanımının kurallarını belirleyin.   Çocuğunuzun ekran başında geçireceği günlük süre için mutlaka bir zaman sınırlaması getirin. Bu süre asla iki saati geçmesin. • Çocuğunuzun oynayacağı oyunların pedagojik ilkeler gözetilerek hazırlandığından ve güvenilir kaynaklardan geldiğinden emin olun. • Televizyon, bilgisayar vb. araçları asla çocuk bakıcısı olarak kullanmayın. • Yasaklarla sonuca ulaşmaya çalışmayın. Çocuğunuz televizyon veya bilgisayara fazlaca düşkünlük gösteriyorsa yasaklamak yerine ona daha cazip gelecek seçenekler sunmayı tercih edin. • Bilgisayar, tablet vb. kullanımını disiplin aracı hâline getirmeyin. Bilgisayar, tablet vb. başında geçirilecek vaktin ödül ve ceza olarak kullanılması durumunda bunlar çocuğun hayatında çok fazla önem taşımaya başlar. • Çocuğunuzu yaratıcılığını geliştirebileceği, sanatsal faaliyetlerde bulunabileceği sitelerle tanıştırın. • Çocuğunuza sosyal medyada kişisel bilgilerini paylaşmaması gerektiğini gerekçeleriyle açıklayın. • Çocuğunuza göndericisi bilinmeyen e-postalara şüpheyle yaklaşması gerektiğini öğretin. • İnternet ortamında insanları gerçekten tanımanın oldukça güç hatta imkânsız olduğunu çocuğunuza anlatın.

Devamı

PENGUENLER SINIFI HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ KUTLAMALARI

Öğrencilerimize, hayvan sevgisi bilinci aşılandı. 

Devamı

E-TWİNNİNG KAPSAMINDA KALİTE ETİKETİ ALAN ÖĞRETMENLERİMİZ.

e-twinning kapsamında kalite etiketi alarak okulumuzu gururlandıran tüm öğretmenlerimizi tebrik ederiz.

Devamı

AVRUPA KALİTE ETİKETİ ÖDÜLÜ

Özverili çalışmaları ile okulumuza Avrupa Kalite Etiketi kazandıran Öğretmenlerimiz.

Devamı