İLETİŞİM BECERİLERİ

İLETİŞİM BECERİLERİ

 Genel anlamda iletişim, bireyler arasında bilgi alıp vermek amacıyla gerçekleştirilen sürece denilmektedir. Bir başka ifadeyle; duygu,düşünce ya da bilgilerin bireyler,gruplar ve toplumlar arasında akla gelebilecek her türlü yolla (söz,yazı,görüntü, hareketler vb.) karşılıklı olarak aktarılmasıdır. İletişim aynı zamanda; iki taraf arasındaki mesaj alışverişidir. Alışveriş iki yönlüdür. Her konuşma iletişim değildir. Örneğin; kişiler önerilerini emir şeklinde söyleyip onların bu durum karşısındaki tepki ve davranışlarıyla ilgilenmezlerse burada bir iletişim olamaz. Gerçek bir iletişimin içinde,konuşulanı anlama ve düşünüleni söyleme vardır.

 

Ø  İLETİŞİMİNAMACI: ANLAŞILMAKTIR.

       Bu durum,hem benlik saygısının artmasını,hem de kendisini dinleyen kişiyle sağlıklı bir yakınlık kurmasını sağlar. Bu sağlıklı mesaj akışı çocuğun ailesiyle bağını güçlendirir ve iletişimin devamını sağlar.

UNUTMAYALIM;   iletişimde karşımızdakini gerçekten, yürekten, can kulağıyla dinlemek, onu anlamaya çalışmak ve ona dinlendiğini hissettirmek gereklidir.

 

Ø  ETKİLİ AİLE İÇİ İLETİŞİM İÇİN

 

Çocukla sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. Kendinizi çocuğun yerine koyarak durumu değerlendirin. Çocuğunuzun duygularını anlamaya, çevreye ve olaylara onun gözleriyle bakmaya çalışın. Çocuğunuzun sizden ayrı duyup düşüneceğini, farklı bir yapı ve bünyeye sahip olabileceğini kabul edin.Beden dilini doğru kullanmak,Doğal ve samimi (içten) olmak gerekir.

 

Ø  AİLE İÇİ İLETİŞİM

Aile içerisinde bir arada yaşamanın getirdiği tüm sözlü ve sözsüz diyaloglar aile içiletişimi oluşturur. Sağlıklı aile içi iletişim; bireyin kişilik gelişiminde,kişisel,sosyal ve mesleki yaşamında başarı elde etmesini sağlar.

Unutmayalım ki anne babalar çocuklarından bekledikleri davranış modeline uygun bir davranış içinde olmalıdır. Anne ve baba iletişim becerilerini kullanamıyorsa çocukta iletişim becerilerini kullanamaz. İletişim becerilerini kullanamayan kişilerin sosyal çevreleri ile çatışmalar yaşamaları kaçınılmazdır. Dolayısıyla anne-babasını örnek alan çocuk da hem ailede hem de sosyal çevrede sürekli çatışma içine girer. Anne babasının kendisini dinlediğini gören çocuk kendisine değer ve önem verildiğini, kabul edildiğini,buna bağlı olarak da sevildiğini düşünür. Aynı zamanda çocuk duygularını ifade etme olanağı bulduğundan“anlaşıldım” duygusunu yaşar ve rahatlar.

 

    ETKİLİ AİLE İÇİ İLETİŞİM İÇİN

            Çocukla sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. Kendinizi çocuğun yerine koyarak durumu değerlendirin. Çocuğunuzun duygularını anlamaya, çevreye ve olaylara onun gözleriyle bakmaya çalışın. Çocuğunuzun sizden ayrı duyup düşüneceğini, farklı bir yapı ve bünyeye sahip olabileceğini kabul edin.

 

     İLETİŞİM ENGELLERİ

 

            Emir vermek-YönetmekTehdit etmek - Gözdağı VermekYargılamak-Eleştirmek-Suçlamak İsim takmak- Alay etmek Karşılaştırmak–Kıyaslamak Vaaz Vermek – Ahlak Dersi Vermek Öğüt vermek–Çözüm ve ÖneriGetirmekNutuk Çekmek – Mantıklı Düşünceler ÖnermekÖvmek – İltifat Etmek – Yorumlamak – Analiz Etmek – TanıKoymak Konuyu Dağıtmak – Oyalamak – Şakacı Davranmak Soru Sormak – Sınamak

 

“Benim oğlum okulu bırakamaz, buna izin veremem.”

“Başkalarının yaptıkları umurumda değil, sen en geç 7’de geleceksin. ”

Korku ya da aktif direnç yaratabilir.

Söylenenin tersini “denemeye” sevk edebilir.

İsyankar davranışa ya da misillemeye yol açabilir.

Çocuğa kendini önemsiz hissettirebilir.

      

      TEHDİT ETMEK- GÖZDAĞI VERMEK

 

“Eğer o telefonu hemen bırakmazsan, bir hafta eline alamayacaksın. ”

“Geçen sefer bu şekilde davrandığında olanları hatırlıyorsun değil mi? ”

Korku,boyun eğme yaratabilir;

Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip gelmeyeceğini “denemeye” yolaçar;

Gücenme, kızgınlık, isyankarlığa neden olabilir.

 

  YARGILAMAK- ELEŞTİRMEK- SUÇLAMAK

 

“Her zamanki gibi yine hatalısın”

“Bu notlar normal,zaten tembelin tekisin”

 

Yetersiz ve yanlış değerlendirme anlamı taşır;

Çocuğun olumsuz bir yargıya hedef olma ya da azarlanma korkusuyla iletişimi kesmesine yol açar;

Genellikle çocuk yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar (Ben kötüyüm!) ya da karşılık verir. (Siz de daha mükemmel değilsiniz!) gibi

Benlik saygısını azaltır.

 

     YARGILAMAK- ELEŞTİRMEK- SUÇLAMAK

“Korkak! Sende!”

“Kocaman oldun hala bebek gibi ağlıyorsun.

 

Çocuğun kendini değersiz hissetmesine, sevilmediği kanısına varmasına yol açabilir;

Çocuğun öz-imgesi üzerinde olumsuz etkiler yaratır;

Genellikle karşılık vermeye iter.

 

VAAZ VERMEK - AHLAK DERSİ VERMEK

 

“ Sen yine de efendiliğini bozmamalıydın.”

“Ne olursa olsun, büyüklerine saygıdakusur etmemelisin”

 

Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır;

Çocuğun durumunu daha şiddetle savunmasına yol açabilir; (Kim demiş?)

Çocuğun sorumluluk duygusuna güvenilmediği izlenimini verir.

Onun değerlerinin önemli olmadığını hissettirir.

 

ÖĞÜT VERMEK – ÇÖZÜM VE ÖNERİ GETİRMEK

 

“Ben olsam asla bu şekilde davranmazdım”

“Onunla kavga etmek istemiyorsan ondan uzak dur,başkalarıyla arkadaşlık et.”

Çocuğun kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu düşündüğümüzü ima edebilir.

Çocuğun sorunu bütünüyle düşünüp, değişik seçenekler getirip seçenekleri denemesine engel olabilir. Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.

 

          NUTUK ÇEKMEK – MANTIKLI DÜŞÜNCELER ÖNERMEK

 

“Bak evladım, sen dünyada neler olduğunu anlamak için çok küçüksün.”

“Ben senin yaşındayken evin tüm işlerini ben yapardım.”

Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtabilir.

Çoğunlukla çocuğun iletişimi kesmesine ve artık dinlememesine yol açabilir.

Çocuğun kendini beceriksiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bıkkınlık, nefret uyandırabilir.

 

         ÖVMEK–İLTİFATETMEK

“Bence sınıfın en akıllısı sensin.”

“Senin kadar becerikli bir kişi daha görmedim.”

 

•       Kendinden beklenilenlerin çok yüksek olduğunu düşündürebilir.

•        İstenilen davranışı yaptırabilmek için söylenen, içtenlikten yoksun bir manevra gibi algılanabilir.

•       Övgü yokluğu eleştiri olarak algılanabilir.

•       Öven kişiye inancı azaltabilir.

 

YORUMLAMAK–ANALİZ ETMEK–TANIKOYMAK

 

“Bence sen bunu sırf ilgi çekmek için yapıyorsun.”

“Tekrar yapmadığın için yeni işlenen konuları anlamıyorsun bence, bundan dolayı derslerden kopup bütün gün telefona bakmak istiyorsun.”

 

•       Tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve başarısızlık duygusu uyandırabilir.

•       Çocuk kendini korumasız,kıstırılmış hissedebilir ve kendisine inanılmadığı kanısına varabilir.

•       Yanlış anlaşılma korkusuyla iletişimi kesebilir.

•       Yapılan yorum doğruysa çocuk gerçeğin ortaya çıkmasından korkabilir.

 

   KONUYUDAĞITMAK– OYALAMAK–ŞAKACI DAVRANMAK

         “Boş ver şimdi bunları, gel seninle güzel bir film izleyelim.”

       “Amaann! Keşke dünyayı sen yönetsen.”

•       Yaşamın güçlükleriyle savaşmak yerine, onlardan kaçınmak gerektiği mesajını ima edebilir.

•       Çocuğa sorunlarının önemsiz, saçma ve geçersiz olduğu mesajını verebilir.

•       Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.

•       Kendisi ile ilgilenilmediğini, kendisine saygı duyulmadığını düşündürebilir.

 

                          ÖNERİLER

 

Çocuğunuza zaman ayırın.Çocuğunuzla geçmiş zaman asla boşa geçmiş zaman değildir. Çocuğu sevmek, onunla ortak faaliyetleri paylaşmak,ona zaman ayırmak, onunla birlikte olmaktır.Çocuğu sevmek sözle sevgiyi ifade etmenin ötesinde,eylemle bu duyguyu ona yaşatmaktır. Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın.Bu nedenle de, başka bir işle meşgulken değil, kendinizi rahat hissettiğinizde çocuğunuzla ilgilenerek,anne ya da baba olmanın keyfini çıkarın. Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerine, çocuğu dinleyin. Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtisini beden diliyle pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu” düşünerek iletişimini sürdürür. Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle “anlaşıldım” duygusunu yaşar.Böylelikle rahatlar. Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Kendi içinizde çelişkili davranışlarda bulunmanız ya da anne ve babanın birbiriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu“ doğruyu bulma” konusunda zorlar. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuk, anne babası tarafından önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır. Onun diğer çocuklarla kıyaslanması, kendini değerli bir insan olarak görmesini engeller. Çocuğun kendine özgü, bağımsız bir birey olarak kabul edilmesi, ruh sağlığının temelini oluşturur.

 

KAYNAKÇA

•  AÇEV (2004) Anne Destek Eğitimi El Kitabı.

•  Baymur, F. (1994). Genel psikoloji.İnkılap Kitabevi.

•  Cüceloğlu, D. (2002). İletişim Donanımları.Remzi Kitabevi.

•  Cüceloğlu, D. (2016). Geliştiren Anne-Baba.Remzi Kitabevi.

•  Dökmen, Ü. (1994). İletişim çatışmaları ve empati.İstanbul: Sistem Yayıncılık.

•  Erdoğan, İ. ve Korkmaz, A., (1990).İletişim ve Toplum, Bilgi Yayınevi,Ankara.

•  Gordon,Thomas(1996).E.A.E.Etkili Ana-baba Eğitimi:Aile İletişim Dili. Sistem Yayıncılık.

•  Gordon, Thomas (1996). E.A.E. Etkili Ana-baba Eğitiminde Uygulamalar. Sistem Yayıncılık.

•  Maxwell, J. C., Dornan, J., & Dizman, D. (2007). Etkili insan olmak. Sistem Yayıncılık.

•  Yavuzer, Haluk (1996). Çocuk Eğitimi El Kitabı. Remzi Kitabevi:İstanbul.

•  Yüksel Şahin, F. (2010). İletişim becerilerine genel bir bakış. Kişiler arası İlişkiler ve Etkili İletişim, Editör: Alim Kaya, Ankara:Pegem Akademi, 36-63.

 

 



Kaynak: https://durusuhol.meb.k12.tr
Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 12  kişi beğendi